Robotik projelerde kullanılan DC motorların hız kontrolü için PWM sinyali yaygın olsa da, motorun torkunu korumak için voltaj regülasyonu ile birlikte PWM frekansının motor endüktansına uygun şekilde ayarlanması gereklidir. Yüksek frekanslı PWM (20kHz üzeri) motor verimliliğini artırır ve akustik gürültüyü azaltır, ancak anahtarlama kayıplarını artırabilir. Düşük frekanslı PWM ise motor titreşimine neden olabilir. Ayrıca back-EMF ölçümü ile motor yükü izlenebilir ve buna göre PID kontrolör parametreleri dinamik olarak optimize edilebilir.

`strace` komutu ile çalışan bir prosesin sistem çağrılarını ve sinyallerini gerçek zamanlı izleyebilirsiniz. Bu, bir programın neden hata verdiğini veya beklenmedik şekilde davrandığını anlamak için güçlü bir hata ayıklama aracıdır. Örneğin `strace -f -p PID` komutu belirtilen PID'ye sahip prosesin ve onun çocuk proseslerinin tüm sistem çağrılarını gösterir.

Robotik sistemlerde kullanılan PID kontrolörlerde türev teriminin yüksek kazanç değerlerinde sistemde titreşime yol açabileceği genellikle bilinir, ancak daha az bilinen bir gerçek şudur: Türev teriminin örnekleme zamanındaki küçük değişimler bile kontrolör performansını kritik şekilde etkileyebilir. Özellikle mikrodenetleyici tabanlı sistemlerde, türev hesaplaması için son iki örnek yerine son dört örneğin alınması ve düşük geçiş filtresi uygulanması, ölçüm gürültüsünün neden olduğu kararsızlığı azaltırken sistemin hassas kontrolünü koruyabilir. Bu yöntem, standart PID formüllerinde yer almayan pratik bir optimizasyondur.

Robotikte dinamik hareket planlamada kullanılan "geri yayılımlı uygunluk öğrenimi" yöntemi, geleneksel pekiştirmeli öğrenimden farklı olarak robotların karmaşık fiziksel görevleri daha az denemeyle öğrenmesini sağlar. Bu yöntemde robot, hareketlerinin fiziksel sonuçlarını simülasyon ortamında tersine mühendislikle analiz ederek, gerçek dünyada en uygun hareket sekansını oluşturur. Özellikle dört ayaklı robotların engebeli arazide yürümesi veya robot kolların kırılgan nesneleri manipüle etmesi gibi görevlerde, sistem kendi kinematik modelini sürekli güncelleyerek öngörülemeyen fiziksel etkileşimlere uyum sağlar.

`rename` komutu dosya isimlerini toplu olarak değiştirmek için kullanılabilir. Örneğin, bir dizindeki tüm .txt uzantılı dosyaların uzantısını .md yapmak için `rename 's/\.txt$/\.md/' *.txt` kullanılır. Bu, düzenli ifadelerle çalışır ve manuel tek tek değiştirme ihtiyacını ortadan kaldırır.

Robotik projelerde kullanılan DC motorların ömrünü uzatmak için PWM (Pulse Width Modulation) frekansını motorun endüktansına uygun seçmek kritiktir. Çoğu Arduino kütüphanesi varsayılan olarak 490Hz veya 980Hz kullanır, ancak yüksek endüktanslı motorlarda 20kHz'e kadar çıkan frekanslar motor sargılarında daha az ısınmaya ve daha verimli çalışmaya olanak sağlar. Bu ayarı Arduino'nun timer register'larını doğrudan yapılandırarak değiştirebilirsiniz.

`rename` komutu dosya isimlerini toplu olarak değiştirmek için kullanılabilir, özellikle düzenli ifadelerle güçlü bir şekilde çalışır. Örneğin, tüm .txt uzantılı dosyaların uzantısını .text olarak değiştirmek için `rename 's/\.txt$/\.text/' *.txt` komutunu kullanabilirsiniz. Bu, manuel olarak her dosyayı tek tek yeniden adlandırmaktan daha verimlidir.

Robotik projelerde kablosuz iletişim için ESP-NOW protokolü, Wi-Fi'den daha düşük gecikme süresi ve düşük güç tüketimi sunar. İki veya daha fazla ESP32/ESP8266 modülü, herhangi bir ağ altyapısına ihtiyaç duymadan doğrudan birbirleriyle veri alışverişi yapabilir. Bu protokol özellikle drone sürüleri, robot kol kontrolü veya sensör ağları gibi gerçek zamanlı uygulamalarda kullanışlıdır. Paket boyutları küçük olduğundan (250 byte'a kadar), hızlı ve güvenilir bir iletişim sağlar.

`rename` komutu dosya isimlerini toplu olarak değiştirmek için kullanılabilir. Örneğin, bir dizindeki tüm .txt uzantılı dosyaların uzantısını .text olarak değiştirmek için `rename 's/\.txt$/.text/' *.txt` komutu kullanılır. Bu, düzenli ifadelerle çalışır ve manuel olarak tek tek değiştirmekten daha verimlidir.

Robotikte kullanılan "soft robotics" (yumuşak robotik) alanında, geleneksel sert malzemeler yerine silikon, kauçuk veya hidrojeller gibi esnek malzemeler kullanılır. Bu robotlar, insan dokusuyla daha güvenli etkileşime girebilir, dar alanlarda bükülebilir ve nesneleri kavramada doğal hareketler sergileyebilir. Özellikle tıbbi ameliyatlarda, arama-kurtarma operasyonlarında ve biyomühendislik uygulamalarında devrim yaratma potansiyeline sahiptir.