Kenan galericiyle anlaşmıştı. Arabanın taliplisi olunca galerici onu arayacaktı. Çabucak bir taliplisi çıkmasını ummaktan başka yapacak bir şeyi yoktu şu an . Hastaneye gitmek istedi önce , ama sonra vazgeçti. Henüz hazır değildi, söyleyemezdi bunu. Aslında karşılarına geçip "Ben sizin oğlunuzum." "Ben senin abinim" demek çok kolaydı. Kenan'ın çekincesi de bu değildi zaten.Kenan söyleyeceği değil, duyacağı cümlelerden çekiniyordu. Ya onu istemezlerse, kabul etmezlerse , buna dayanabilir miydi bilmiyordu. Yine ağlamaya başlamıştı. Bu aralar çok oluyordu bu. Güçlü olması gerekiyordu, ama değildi. Hemde hiç değildi. Biri üflese darmadağın olacak gibiydi. 

 

--------------------------------------------------------------

 

" Yahu sıkıldım diyorum. Ne bu böyle iki dolaşsam şu bahçede nolur yani? " Veysel dert yanıyordu Elif'e 

 

"Olmaz dedim Veysel. Olmaz" 

 

"Bal gibi de olur " dedi Veysel kapıya yöneldi Tam o sırada açılan kapı yüzünü teğet geçmişti. 

 

Kenan ayakta olan kardeşine baktı. Duramamıştı dışarıda, yine kardeşinin yanında bulmuştu kendini.

 

"Neden ayaktasın sen ?"

 

"Haaah. Cevap ver hadi.Cevap ver, söyledi dinlemedim de de " diyordu arkadan Elif . 

 

"Basıyor beni burası, nefes alamıyorum ben burda." 

 

"Dinlenmen lazım."

 

"Dinlendim ben" dedi biraz duraksadıktan sonra "Hayır ben zaten ölmeyecek miyim neden bu kadar tantana ya rahat bırakın beni" dedi. Kenan anında dolan gözlerini kaçırsa da Elif anında yakalamıştı.

 

"Veysel'im deme öyle şeyler, allah korusun" dedi Cemile. "Doktor bey ne diyorsa o , hadi . " 

 

"Yavaş ol şampiyon. Ne o ölmek falan? hayırdır yani. " dedi Elif .

 

"Tamam! Tamam pes. Oldu mu mutlu musunuz şimdi." dedi Veysel gözleri dolmuş ve tabiki abisi ona kıyamamıştı  

 

"Tamam , izin veririm. Ama bir şartım var.Pardon iki şartım var ."

 

"Neymiş bakalım o iki şartın doktor." 

 

"1. şartım. Yalnız başına hiçbir yere çıkamazsın. 2.Şartım da 30 dakika dışarda durabilirsin. Sonra tıpış tıpış yatağına gireceksin. Anlaştık mı ? " elini uzattı

 

"Anlaştık." dedi Veysel yandan gülerek. "Normalde bana söz geçiremezdin de dua et doktorumsun." 

 

"ve abin" dedi elif neredeyse içinden . Kenan saniyesinde dönüp sinirli sinirli bakınca elif de eliyle ağzına fermuar işareti yapmıştı. 

 

Veysel dışarıya çıkarken Cemile de peşinden çıkmıştı. 

 

"Aman hemen de kıyama kardeşine. Veysel çakar yalnız köfteyi söyliyim de ben " dedi Elif Kenan'a takılarak. Ama Kenan daha biraz önceki cümleden çıkamamıştı. 

 

"Veysel Depresiftir biraz. E tabi 1 yıldır da uğraştığını varsayarsak. çok normal." 

 

--------------------------------------------------------------

 

Veysel'in ağzını bıçak açmıyordu. Bir şeyler söylemekten bıkmıştı artık,yorulmuştu. Her şey zor geliyordu ona. 1 yıldır süren bu tedavi süreci, her gün ölüme 1 adım daha yaklaştığının bilincindeydi. İstemiyordu artık tedaviyi de. Zaten bir işe yaramıyordu. Ameliyatı da sırf Cemile istediği için kabul etmişti zaten. Bi de.. Neyse işte. Sadece tek bir noktaya bakıyordu Veysel. İçindeki sesleri susturamıyordu, ağzına kadar acı ve kederle dolmuştu, ama kimse onu görmüyordu bile. "İyi olacaksın" laflarını duymak istemiyordu Veysel. Sıkılmıştı bu palavralardan. Olmayacaktı iyi felan. Derin bir nefes aldı. Cemile bir şeyler diyordu kendisine ama şu an ne Cemile ile konuşacak takati ne de ağzını açacak sabrı vardı. Konuşursa bir çok kişinin kalbini kırardı. Giderayak hiç gerek yoktu buna. 

 

Kenan hastanenin kapısından Veyselleri izliyordu. Uzun süre de böyle olacaktı galiba. Bu cesareti kendinde bulamayadabilirdi. O olumsuz ihtimali düşündükçe bile kalbine sancılar giriyordu..

 

Kenan uzaktan gelen annesi ve babasını görmüş yine dolu dolu olmuştu mavi gözleri. Bu aile resminin içinde kendisi de olabilirdi. Ama yapamıyordu işte. sadece uzaktan bakabiliyordu. 

 

--------------------------------------------------------------

 

Veysel Muhammeri görünce hemen ayağa kalktı. Muhammer bir şey demeden oturmuştu yerine. Veysel de o oturduktan sonra oturmuştu. 

 

"Yavrum , sen neden dışarda oturmuşsun  böyle . Yorulmasamıydın" 

 

Veysel bir şey dememişti. Aksine Cemile Cevap verdi. "Yok ana doktorundan izin aldı zaten" 

 

Muhammer yine homurdanmaya başlamıştı. "tabii olamadı ki bi doktor." Veysel duysa da yine bir şey dememişti. Aksine yumruklarını sıkıyordu. 

 

"Evet, Veysel hadi " diyerek Elif gelmişti yanlarına. "Bu kadar açık hava yeter" 

 

Veysel üstelemedi. Zaten biraz daha burada kalsa çıldıracaktı. Ayağa kalktığında istemsizce sendelemiş, hastane kapısından onu gören Kenan da hemen öne doğru atılmış ama bir şey olmayınca durmuştu.

 

"Veysel, İyi misin? " dedi Elif telaşla. 

"Başım döndü biraz," dedi Veysel sesi çok kısık çıkmıştı. Kenan Elifin arkadaki görevlilere işaret ettiğini görünce endişelenip yanlarına doğru gitmeye başlamıştı ki Veysel daha 2 adım atamadan yere yığılmıştı.  Kenan o aralığı nasıl geçip de Veyselin yanına geldiğini bilmiyordu bile.

 

"Veysel! Veysel Bak bana. VEYSEL!"

 

"Sedye getirin çabuk!" 

 

Kenan tek başına Veyseli kaldırmış hastaneden içeri sokarken Elif şaşkınlıkla bakıyordu." "Deli gücü" dedikleri şey böyle anlarda ortaya çıkıyor heralde."diye düşündü . 

 

Elif de koşarak Kenan'ın peşinden hastaneye girmişti. Kenan Koridordaki Sedyelerden birine yatırmıştı Veysel'i. Sedyeyi hızla müşaade odalarından birine sokarken Elif de odaya girmişti. 

 

"Kapıyı kapat, Perdeleri de. " 

 

Elif ona denileni yapmıştı. 

 

"Ne oldu bu çocuğa şimdi? İyiydi biraz önce.!" dedi Kenan delirecek gibiydi.

 

"Sakin ol biraz, kardeşine böyle mi yardım edeceksin? " dedi Elif . Haklıydı da .

 

Elif tansiyonunu ölçtükten sonra "Tansiyonu çok düşük. 7 ye 3 " dedi.  Kenan bir şey demeden dolaptan aradığı ilacı buldu ve yavaşca Veysel'in koluna yaptı. Elif de o sırada monitor'un kablolarını Veysel'in vücuduna takıyordu.

 

Yaklaşık 5 dakika geçmişti ama hâla etki yoktu. 

 

"Yükselmesi gerekiyordu ama !" dedi Elif sinirle. Sonra birden uzun bir bip sesi duyuldu monitörden. Kenan hiç vakit kaybetmeden yatağın üzerine çıkıp kalp masajı yapmaya başlamıştı bile. Elif  de odada bulunan defibrilatör'ü hazırlıyordu. 

"Defibrilatör hazır" 

"200 "

"Hazır"

"3.. 2.. 1.. Çak!" 

monitörde herhangi bir değişiklik yoktu . 

"300" 

"Hazır" 

"3.. 2.. 1.. Çak!"

yine bir değişiklik olmuyordu. 

 

Olamazdı bu, mümkün değildi. Daha yeni ilik vermişti kardeşine. İyi olması gerekiyordu.. Olamazdı böyle bir şey.. Gidemezdi. Kenan kararlılıkla derin bir nefes aldı . 

 

"450" bu söylediği makinenin gidebildiği son sıcaklıktı. 

 

"Bu delilik Kenan."

 

"SENCE BU BENİM UMRUMDA MI. 450 DEDİM!" 

 

"Hazır " dedi Elif. Denileni yapmaktan başka çaresi yoktu. Veysel ölüyordu.

 

"3.. 2.. 1.. Çak!"

 

Monitör yine değişmeyince Kenan'ın da umudu kalmamıştı. olduğu yere çöktü. Bağıra bağıra ağlasa abes kaçmazdı, ama yapamadı. İki gözü iki çeşme ağlıyordu. Yine kaybetmişti işte. her zamanki gibi kaybetmişti. Herkesi kaybettiği gibi onu da kaybetmişti. Daha kardeş olamadan üstelik. Canını isteseler, "Ver canını kardeşine verelim" deseler hiç düşünmeden verirdi. Ama bu acı dayanılabilecek gibi değildi.Kalbini söküp eline verseler bu kadar yanmazdı canı belki de. 

 

Ayağa kalktı,kardeşinin yüzünü avuçladı. 

Abisinin gözyaşları yüzüne düşüyordu Veysel'in. "İlacını buldum ben sana. İlacını buldum. İyi edicektim ben seni." dedi, bir yandan hıçkırarak ağlıyordu. "Daha kardeşim demedim ben sana , sarılmadım daha , nereye gidiyosun!? " Nefes alamıyordu . Nefesini kesmişler gibiydi sanki. bi ateş yanıyordu tam yüreğinde. Kabullenemiyordu.  "Abim diyecektin sen daha bana, yani belki de demek istemezdin.."

 

Elif diğer tarafa geçip makineyi tekrar ayarladı. Uçlarını Kenan'a uzattı. "Kardeşinden bu kadar çabuk mu vazgeçiyorsun?" 

 

"450 de vurduk Elif" dedi Kenan tükenmişti umutları. 

 

"Bi daha vursak bir şey olmaz bence." Dedi. "Hadi."

 

"Hazır." 

 

bildiği ne kadar dua varsa ediyordu şu an Kenan. "3.. 2.. 1.. Çak!" dedi. Monitörün değişmeyen sesi kulaklarını tırmalıyordu. Çok geçmeden o düz ses gitmiş, nabız geri gelmişti. 

 

"Gördün mü bak?" dedi Elif zafer kazanmışcasına gülümseyerek . Kenan  kardeşinin ellerini öpmekle, ve ona geri döndüğü için teşekkür etmekle meşguldü.

 

Aradan geçen 15-20 dakikanın sonunda Kenan gözlerini sildi. "Belli oluyor mu " dedi . Elif kısa bir süzmenin ardından "Mezara girmiş, sonra ordan geri çıkmış gibi görünüyorsun." dedi. Öyle de olmuştu gerçekten. Tam olarak böyle hissetmişti Kenan.

 

"Ben hallederim" dedi Elif Kenan'ın omzuna yavaşca vurarak.

 

"Sen kardeşinin yanında dur."