Kenan yavaşça oturduğu yerden kalktı. kendini toplaması gerekiyordu.. Koşup sarılabilirdi kardeşine şimdi hemen . Nasıl bir şeydi acaba ? kardeşine sarılmak nasıl bir şeydi acaba? Hissettiği tüm o acaip şeyler anlam kazanmıştı bir anda. Derin derin nefesler alıp kendini sakinleştirmeyi denedi, ama yapamadı. İçine kocaman bir taş oturmuştu sanki. Ne nefes alabiliyordu, ne de Nefes Verebiliyordu. 

 

Kapı çalındığında masadaki dosyaları topladı Kenan. "Girin" dedi . Elif çekine çekine girmişti odaya. "Ne oldu çıktı mı uyan biri?" dedi. 

 

Kenan gözünden akan yaşları elinin tersiyle sildi.  "Evet, çıktı." dedi. 

 

Elif neşeyle atıldı hemen "E tamam o zaman. Ben hemen ameliyathaneyi hazırlatayım. " 

 

"Şehir hastanesinden doktor gelecek." dedi Kenan. 

 

"Yoksa Siz mi ?" dedi Elif. Kenan başını sallamakla yetinmişti. 

 

"O zaman ben gidip Veysellere söyleyeyim."

 

"Tamam." 

 

şu an Veysel'i göremezdi. Bunu yapacak cesareti yoktu. Tekrar masasına oturdu. yapacak da söyleyecek de pek bir şey yoktu aslında var mıydı ya da. Bilmiyordu. 

 

Saatler süren bekleyişin ardından Şehir hastanesinden doktor gelmiş, ikisi de ameliyata alınmıştı. Kenan düşünmeden edememişti, ameliyathane'nin önünde Veysel için toplanan kalabalığı. Onlar onun da ailesiydi.Ama onu da böyle kabullenebilirler miydi acaba.. 

 

--------------------------------------------------------------

 

Ameliyat için hazırdı herkes . Önce Kenan'dan ilik alınacak, sonra da Veysel'e nakil edilecekti. Fazla zor bir ameliyat değildi ama yine de insan korkuyordu..  

 

Yaklaşık 2 saat süren ameliyat sonucunda ikisi de ayrı odalara alınmıştı.  Cemile Veysel'in ellerini tutmuş öylece uyanması için dua ediyordu. Doktor bunun fazla ciddi bir ameliyat olmadığını ve Veysel'in kısa süre içerisinde uyanacağını söylese de Cemile rahat edemiyordu. Hiç durmadan dualar etmişti saatlerce. Sonunda duyduğu inilti ile başını kaldırdı. 

 

"Cankuşum, Veysel'im. İyi misin?" 

 

"Cemilem. İyiyim. Yani galiba" dedi Veysel. Üstüne çökmüş bir yorgunluk vardı sadece.

 

Cemile Veysel'in ellerini durmadan öperken Veysel yeni bir soru yöneltti karısına. "Bizimkiler nerede ?" 

 

Cemile cevap verdi hemen. "Dışarıdalar, ama doktor tek tek girin dedi. E ben de seni bırakamayınca." dedi sonra hemen devam etti. "İstersen çağırayım onları da ?" 

 

Veysel olumlu anlamda işaret ederken Cemile de ailedekileri çağırmak için dışarıya çıkmıştı . Veysel de yalnız kaldığı an yine düşüncelere dalmıştı. O adamda çözemediği bir şeyler vardı. Ve bu Veysel'i tedirgin ediyordu. Ayrıca nasıl bu kadar şey üst üste gelebilirdi ki . Önce ona saniyesinde güvenip neredeyse her şeyi anlatması, sonrasında  kendisine uygun iliğin yine doktor Kenan'dan çıkması. Anlam veremiyordu. Anlayamıyordu

 

Döndü ve Muhammer girmişti içeri yanlarında Cemile ile. "Amcaoğulları sonra gelecek" dedi Cemile. "Bir anda ancak bu kadar kişiyi içeri alabiliyorlarmış." dedi. "Oğlum, iyi misin annem?" dedi Döndü oğluna. Veysel annesinin gözlerine bakıp gülümsedi. "İyiyim anacım, iyiyim." Babasına baktı göz ucuyla. Ama ses seda çıkmıyordu muhammerden. "Baba?" dedi Veysel çekinerek. "İyisin ya, gerisi önemli değil." dedi Muhammer ama nedense bu tavrı Veysel'e hiç samimi gelmiyordu. Kapı açıldığında Veysel o tarafa döndü. Elif güler yüzle içeri girmişti. 

 

"Nasılsın Veysel?" dedi sevecen bir şekilde. "İyiyim de .." Kenan'ı merak ediyordu Veysel elinde olmadan. O da ameliyata alınmıştı sonuçta.

 

"Elif kızım, her şeyi kontrol ettiniz değil mi ? Benim içim hiç rahat değil." diye Araya girdi Döndü. 

 

"Yok döndü teyze, bir sıkıntı yok, her şey yolunda. Bir kaç gün müşaade altında kalacak o kadar." 

 

"Ay yok yavrum, siz bi daha bakın . İçimde bir sıkıntı var benim."  dedi Döndü. Nefes alırken bile nefesinin kesildiğini duyabiliyordu Veysel.

 

"Evham yapıyorsun. Dedi ya bir şey yok diye" diye cevap vermişti Muhammer Döndüye.

 

Hele şükür diyalogları bittiğinde Veysel aklını kurcalayan soruyu sormuştu. 

 

"Kenan Bey nasıl? Uyandı mı o da ?" 

 

"Daha değil." dedi Elif . "Uyanması gerekiyordu ama" demişti neredeyse içinden ama Veysel duymuştu. 

 

"Ne demek o ?" diye sordu telaşla. 

 

"Önemli bir şey değil, Narkoz ağır gelmiş olabilir" dedi Elif Veysel'i oyalamak istercesine. Çünkü Veysel'i tanıyordu. Sonuçta Kenan ona ilik vermek için ameliyata girmişti. Ona bir şey olursa Veysel kendini asla affedemezdi. 

 

"Yani," dedi Veysel anlamayarak. "Uyanacak ama , değil mi ?" 

 

"Evet." dedi Elif sadece ve odadan çıktı. Veysel'in içine bir öküz oturmuştu sanki. Bir şey olmazdı dimi ? kendisine ilik vermişti. O adama bir şey olursa bu vebalin altından nasıl kalkabilirdi  

 

Gecenin karanlığı kasabaya çökmüşken. Veysel yanındaki tekli koltukta uyuyan Cemile'ye baktı. Uyuması gerekiyordu. Ama aklı Kenandaydı. Elif de uğramamıştı bir daha. Soramamıştı da. uyanmış mıydı Acaba?

 

"Cankuşum? Neden uyanıksın sen hâla" dedi Cemile uyandığında Veysel'in hâla uyanık olduğunu görünce.

 

Veysel iç geçirdi. Nefes alırken bile bir şeyler batıyordu sanki ciğerine. 

 

"Bir şey olmaz dimi ?" dedi. 

 

"Kime?" 

 

"Kime olacak Cemile, Doktor Kenan'a . Uyanmış mıdır acaba?" 

 

"Uyanmıştır heralde." 

 

"Burda mı Elif? Uğramadı da hiç." dediğinde Cemile ayağa kalktı.

 

"Tamam Veysel'im, tamam. Ben sorarım şimdi. Sen öğrenmeden rahat edemeyeceksin. Anlaşıldı" dedi ve odadan çıktı Cemile. Veysel ise Kenan'a bir şey olmamasını umuyordu.

 

--------------------------------------------------------------

 

Cemile koridora çıkmış, ve Kenan'ın durumunu sorabileceği bir hemşire arıyordu etrafta.. Çok geçmeden bir kargaşa olmuştu. Cemile ne olduğunu bile anlayamamıştı. "İçeri girin lütfen" diye uyaran hemşireyi dinledi Cemile . İçeri girmişti. Veysel meraklı gözlerle ona bakıyordu. Cemile bir şey demeyince sordu 

"Eee Cemile'm. Ne dediler?" 

"Öğrenemedim ki." 

 

Veysel sabahı sabah etmişti . Başka şeyler düşünmeye çalışsa da her düşüncenin sonu bir şekilde yine Kenan'a çıkıyordu. Veysel huzursuzca yerinde kıpraşırken Cemile de uyanmıştı. 

 

"Veysel'im uyumadın mı sen ? Hani uyuyacaktın.? " dedi sesi trip atar gibiydi ama Veysel duymamıştı bile neredeyse. 

 

"Gelebilir miyim?" dedi kapının aralığından biri. Veysel hemen doğrulmaya çalışmış ama başaramamıştı. 

"Yat torunum yat, yorma kendini" dedi Veysel'in yanına gelirken.

 

"Nasılsın" 

 

"İyiyim" dedi Veysel. Ama dedesi ona şüpheli şüpheli bakıyordu. 

 

"Içinde bir sıkıntı var senin, anlarım ben"

 

Cemile "Şeyy, ben çıkayım o zaman " deyip izin istemiş, sonra da çıkmıştı odadan. 

 

"Neyin var bakalım," dedi Ciritçi Abdullah. 

 

"Bilmiyorum ki Dede" diye iç geçirdi Veysel hâla içine bir şeyler batıyordu ki bundan nefret etmeye başlamıştı. 

 

"Yani, şey" duraksadı " Yapmam dediğim şeyleri yapıyorum son zamanlarda dede. Ne oluyor bana anlamıyorum da." 

 

"Geçenlerde bir oğlanla karşılaştık" dedi Ciritçi . "İyi bir oğlana benziyordu. Ama kafası dağınıktı biraz. O da aynı böyle söylemişti bana. 

 

"Neyi neden yaptığımı bilmiyorum" demişti."

 

"Peki sen ne dedin? " dedi Veysel merakla. 

 

"Kendinden kaçma dedim.Kendini de olanı da kabullen dedim. " 

 

"Peki benim ne yapmam gerekiyor bu konuda, ben bir şeyden kaçmıyorum." 

 

"Kaçmıyor musun torunum. Emin misin" 

 

Sıkıntıyla bir nefes daha aldı Veysel. Kaçıyordu belki de.. korkularından. Hiçkimse görmemişti ki korkularını, o da anlatmamıştı kimseye.. Peki ya neden Kenan'a anlatmıştı, hem de durduk yere.

 

"Dede" dedi Veysel. Bunu bilirse Tecrübenin ta kendisi Ciritçi Abdullah bilirdi çünkü. 

 

"İnsan neden tanımadığı birine güvenir ki " 

 

"İnsan tanımadığı birine güvenmez" 

 

"Güvendim ama. Yani neden bilmiyorum, ama güvendim."

 

"Her şeyin bir sebebi vardır torunum. Bilemezsin." 

 

Veysel'in içi bir nebze rahatlasa da içi içini kemiriyordu. Ciritçi abdullah torunu ile vedalaşıp gitmiş, Cemile onun yerini doldurmuştu. Elinde bir tabldot vardı. 

 

"Şimdi verdiler yemek. Hadi cankuşum. Önce kahvaltı, sonra da güzel bir uyku." 

 

"Yemiycem Ben " 

 

"Ne demek Yemiycem Cankuşum? Yemen lazım, Daha ilaç içeceksin hem."

 

--------------------------------------------------------------

 

Elif Kenan'ın kolundaki serum'u ayarlamış kendi kendine söyleniyordu. "Neden uyanmıyor bu adam şimdi !" Çok geçmeden Kenan'ın uyandığını görüp Derin bir nefes almıştı. "Ay sonunda!" deyiverdi birden. Kenan bakakalmıştı. "Saat kaç ? " dedi önce. " 11 " dedi Elif "Sabah 11 " diye yeniledi. 

"Ne! o kadar uyudum mu ben ?" deyip hemen doğrulmaya çalışmış ama yapamamıştı.

"Ne yapıyorsun çok pardon?" 

"Kalkıyorum."

"Neden ? Daha yeni uyandın, farkındaysan.Dün Ameliyattan 1 saat sonra uyanman gerekiyorken." "Ayrıca Veysel de gayet iyi ."

 

Elif'in bu cümleyi imalı söylemesi üzerine Kenan ona dönmüştü "Ne ?" 

 

"Dosyayı gördüm. " 

 

"Yani ? Olabilir böyle şeyler."

 

"Kardeş değilseniz mümkün değil Kenan." 

 

"Ne Alakası var ?"

 

"Benziyorsunuz da ha " dedi gülümseyerek 

 

"Gözler, inatçılık, laf dinlemezlik."

 

"Yok öyle bisey !" diye yükseldiyse de Elif geri gelmedi. 

 

"Kan çekiyoduysa demekki ." dediğinde Kenan tekrar döndü. "Neden öyle dedin sen şimdi?" 

 

"Dünden beridir fellik fellik kaçıyorum Veysel'den senin yüzünden " dediğinde daha da şaşırmıştı Kenan.

 

"Neden?" 

 

"Nedenmiş? Hani yoktu öyle bir şey paşam? " 

 

"Elif!"

 

"Tamam tamam. Dünden beridir takmış. "Aman Kenan Bey Nasıl da niye uyanmadı da" diye başımın etini yerdi. Ben de ikinci kez bu soruyu sormasın diye dünden beri kendisini görmedim . Gideyim de müjdesini vereyim dedi göz kırparken. 

 

"Sakın!" dedi Kenan birden . 

"Merak etme, boyumu aşan mevzulara girmem." dedi Elif gülerek kapıdan çıkarken 

 

Kenan istemeden de olsa gülümsemişti Veysel endişelenmiş miydi gerçekten onun için. Bu Kenan için o kadar çok şey ifade ediyordu ki . Onu merak eden birileri olmamıştı şimdiye kadar. Ama şimdi... 

 

-------------------------------------------------------------- 

 

"Yemiycem dedim , zorlama Cemile" dedi Veysel zaten kafası başka yerdeydi. 

Elif odaya girdiginde Veysel de merakla ona döndü.

 

"Sonunda gelebildin" dedi Veysel isyan edercesine..

 

"Eee, sen yapmamışsın kahvaltı" dedi elif masada duran tabldot'u göstererek.

 

"Sen şimdi bırak kahvaltıyı da nasıl onu söyle." 

 

"Derdiniz belli oldu sizin" dedi Elif şakayla karışık. "Merak etme, turp gibi doktorun." 

 

Veysel'in içindeki yük hafiflemişti sanki. Derin bir oh çekti. 

 

"Evet için rahatladığına göre, artık yiyecek misin yemeğini, yoksa gidip çok sevdiğin doktoruna ispiyonlayayım mı.?" dedi Elif muzip muzip

 

"Tamam. Yiycem."

 

"Aferin" dedi Elif yine gülerek odadan çıkarken.

 

Cemile bir şeyler sezmişti ama belli etmedi.

 

"Evet Doktor bey, dökülün bakalım." dedi Elif rahatlıkla odaya girerken. Aslında Kenan'a bu kadar yakın olmamalıydı belki ama umursamadı. Kenan'ı sevmeye başlamıştı. O kadar da kötü bir insan değildi belki de. Kenan dalmıştı, daha doğrusu ne yapacağını düşünüyordu. 

Elif gülümsedi. Eline bir koz almıştı ya kullanmadan bırakmayacaktı. 

 

"Aaaa! Veysel! " dediği anda Kenan'ın kendine geldiğini görmesiyle kahkaha atmış, Kenan ise yaptığını anlayıp göz devirmişti. " ha ha çok komik" 

 

"Elime Düştünüz doktor bey." dese de Kenan'ın yüzündeki ciddi tavrı görünce o da ciddileşmişti. 

 

"Ne düşünüyorsun?" 

 

"Bilmene gerek yok." 

 

"Ben de tam kardeşinin aç kaldığını söyleyecektim , ama... " 

 

"Ne ?!"

 

"Şaka şaka ya, yani çok merak etmiş abisini tabii. İyi olduğunu duyunca rahatladı çocuk." 

 

Kenan gülümsemiş ama sonra hemen ciddileşmişti.

 

Oradaki tekli koltuğa oturdu Elif . "Döndü Teyze hep "Oğlum Ölmedi, Ben Hissediyorum" derdi  de inanmazdık." dedi. Kenan bir şey demedi. Elif de devam etti. 

 

"Döndü Teyze'nin öğrenince üzerine atlayacağını garanti edebilirim. Muhammer amcanın da , Çünkü sen onun hayallerindeki çocuksun. Ama Veysel.. " 

 

"Ama Veysel ne ?" 

 

"Ama Veysel zor. Çok yara aldı. Her şekilde. Bilemem , seni abisi gibi kabul edebilir mi "

 

"Söylemeyi düşünmüyorum zaten"

 

"Nedenmiş o !" dedi Elif birden.

 

"Yapamam.. " dedi. Cümlesinin devamı vardı tabiki .Ama söylememeyi tercih etmişti. 

 

"Sen de yapmayacaksın!"

 

"Aman, tamam be. Zaten hasta çocuk. Kafasını bulandırmam merak etme." 

 

Kenan kolundaki serum'u çözdü. Elif bir şey diyecek olsa da Kenan ona öyle bir bakmıştı ki o da susmayı tercih etmişti.

 

Kenan odasına geçmiş ve o ilacı nasıl getirebileceğini araştırmaya başlamıştı. Yurtdışından getirmek çok uzun sürecekti. Bu ilacı temin eden bir hastane bulmuştu Ankara'da. Oradan Yurtdışı Fiyatından Daha cüzi bir miktarda alabilirdi belki. Araya bir kaç tane hocasını sokmuş sonunda yetkili kişiye ulaşmıştı. Hararetli bir konuşmanın ardından. Hastane Yurtdışındaki Fiyattan verebileceklerini , daha uygun bir fiyat söyleyemeyeceklerini belirtmişti. Kenan da kabul etmiş gerekli banka bilgilerini almıştı. Banka da yüklü bir miktar parası vardı zaten . ama yine de eksikti. Aklına tek bir çare geliyordu. Ceketini alıp hastaneden çıktı. Arabasına binip yola koyuldu. Arabasını durdurduğunda görevli adam yanına geldi. "Buyrun nasıl yardımcı olabilirim. 

 

"Bu arabayı satmak istiyorum."